Türkiye’nin turistik anlamda belki de en değerli tarafı, birçok farklı deneyimi, farklı ilgi alanlarına hitap eden tarihi, kültürel ve doğal güzelliği bir arada barındırması ve hemen hemen her şehrinde, aynı “konsantre” turistik zenginliğe rastlanması. Bu serimizde, farklı farklı birçok güzelliği bir arada barındıran, aracınızı park edip sokaklarını arşınlamaya başladığınızda, her bir köşesinde başka bir güzellikle sizi karşılayan şehirlerimiz ve bu şehirlerde iki gün gibi kısa bir sürede, yürüme mesafesinde tanıklık edebileceğiniz güzellikden bahsedeceğiz. İlk durak: Eskişehir
İster tren ister karayolu
Eskişehir, trenle ulaşma imkânınızın olduğu şehirlerden biri. Demiryolu seyahatinin romantizmini sevenlerdenseniz aracınızı evinizde bırakıp şehre demiryoluyla gidebilir ve kendinize çevre güzelliklerini ziyaret etmek üzere bir araç kiralayabilirsiniz. Ancak nasıl giderseniz gidin, dört tekerli bir alternatifin yanınızda olması tatilinizi çok daha keyifli bir hâle getirecektir, bunu unutmayın.
İlk adım, ilk lezzet
Eskişehir’e sabah saatlerinde indiğinizde, yerel bir kahvaltıyla şehre merhaba demek geziye ve güne güzel bir başlangıç olabilir. Şehirle özdeşleşen lezzetiçibörek, Eskişehir deneyiminin ilk ve en leziz adımı olacak.
Tarihi adımla
Tarihî Odunpazarı evleri, Eskişehir’in yüzlerce yıllık tarihinin canlı tanıkları olarak misafirlerini ağırlıyor. Geleneksel Anadolu – Türk mimarisinin göz alıcı örneklerini yerinde görebileceğiniz, zamanda yolculuğa davet edercesine büyüleyici bir atmosfere sahip olan mekân, Eskişehir’e adım attığınızda görülmesi gereken noktalardan biri.
Yürümek demişken
Porsuk Çayı çevresinde keyifli bir yürüyüş yapmadan Eskişehir seyahatini eksik bırakmış olursunuz dersek abartmış olmayız. Şehrin en gözde lokasyonları arasında yer alan Porsuk Çayı ve çevresi, aynı zamanda biraz soluklanıpbir şeyler yiyip içtikten sonra yolunuza devam edebileceğiniz güzel bir mola noktası.
Müzeler, müzeler…
Eskişehir’de özellikle Eti Arkeoloji Müzesi ve Balmumu Müzesi, mutlaka ziyaret edilmesi gereken müzeler arasında yer alıyor. Binlerce yıllık tarihin izlerine tanıklık edebileceğiniz Arkeoloji Müzesi’nde şehrin kültürel zenginliği karşısında büyülenecek, dünyadaki en bilinen örnek olan Madame Tussauds’yu aratmayan güzellikteki Balmumu Müzesi’ndeyse ülke ve dünya yıldızlarına hiç olmadığınız kadar yakın hissedeceksiniz. Tüm bunlara ek olarak; şehrin alamet-i farikalarından lületaşının en güzel örneklerinin yer aldığı Lületaşı Müzesi’ni, yine vaktinizi ayırıp Odunpazarı bölgesinde yer alan Cumhuriyet Tarihi Müzesi, Devrim Arabaları Müzesi ve Kurtuluş Müzesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.
Biraz da doğa
Duraklarımdan biri de yeşil, huzur ve dinginlik olsun derseniz bir sonraki durak: Sazova Parkı. Dolu dolu bir gün için bile rahatlıkla tercih edebileceğiniz Sazova Parkı’nda; doğayla, tarihle, mimari güzellikler ve birbirinden ilgi çekicic aktivitelerle dolu bir deneyimler bütünü sizi bekliyor.
Bitti mi? Asla!
Eskişehir gibi bir deneyimi tek bir güne ya da yazıya sığdırmak çok mümkün değil. Ancak bu kadarı, güzel bir başlangıç olarak değerlendirilebilir. Eskişehir’de görecek çok yer, yapacak çok fazla şey var ve bu kadar dolu bir şehir, en azından bir hafta sonunuzu ayırmanıza değecek kadar zengin bir lokasyon. Biz birkaç fikir verdik, gerisi özgür ruhunuza kalmış…
Siz yeni keşiflere açılırken RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!
