21.8 C
İstanbul
20 Eylül 2024
Renticar Araç Kiralama
Ana Sayfa Blog Sayfa 11

Şehirleri Anlatan Filmler

Okuma Süresi: 2 dakika


Bazen filmler sizi alıp oturduğunuz koltuktan çok ama çok uzaklara götürür. Kimi zaman konunun çok dışında kalıp bir oyuncunun sesine dalıp gidersiniz kimi zaman ise bir şehir, bir sokak, bir mekân sizi cezbeder ve kendinizi kaptırırsınız. Öyle filmler var ki anlatılan şehri görme arzusu uyandırır. Biz de şimdi içimizi kıpır kıpır eden birbirinden eşsiz şehirleri anlatan filmlere biraz değinelim.

Midnight in Paris

Dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Notre Dame, Eyfel Kulesi, Bastille, Louvre ve daha pek çok tarihî esere ev sahipliği yapmaktadır. Her sokağında sanat her sokağında bir hikâye barındırır. Aşk şehri Paris, herkesin bir kez olsun görmek istediği nadide şehirlerden biridir.

Adeta bu şehrin sokaklarındaymışsınız gibi hissedeceğiniz Midnight in Paris’i Woody Allen yazıp yönetiyor. Film, konusuyla olduğu kadar oyuncu kadrosu ile ön plana çıkıyor. Filmde; Amerikalı nişanlı bir çift Paris’e tatil amaçlı gelir. Yazar olan Gill, Paris’ten ilham alıp kitabını yazmak ister. Ve Gill kendini Paris’in eski sokaklarında birbirinden başarılı sanatçıların arasında bulur.

In Bruges

Kuğuların kanallarda gezdiği, orta çağ binalarının parke taşlarına gölgelerinin düştüğü ve tabii anlatılmaz yaşanır çikolataları. Burası Brüj, Kuzey Belçika’daki bu pastoral şehir, Brüksel’in başkentinden daha turistik ve daha ilginç.

Bu sıra dışı şehri anlatan filmde, Ray ve Ken iki kiralık katil. Patronları tarafından Brüj şehrine tatile gönderilen ikiliden Ray bu şehirden nefret eder lakin onu birçok sürpriz beklemektedir.

Run Lola Run

Berlin, Avrupa’da bir şehir molası için ideal bir yer. Her şeye gücü yeten bu hareketli metropol; harika yerel yemekleri, zengin bir tarihi, dünyaca ünlü birası ve dünyanın en dikkat çekici turistik mekânları ile müzelerinden bazılarına sahiptir. Henüz Berlin’e gitmediyseniz onu en kısa sürede bir sonraki listenize eklemelisiniz. Berlin’i anlatan birçok film var ama Run Lola Run, seyredenlerin mutlaka önerdiği çok keyifli bir film. Her 20 dakikada bir olayların başa döndüğü anlatımı sıra dışı olan bir film. Berlin sokaklarında koşan Lola, bazen Kreuzberg ve Friedrichshain arasında bulunan ünlü Oberbaumbrücke’nin kemerlerinde koşarken bazen de Deutsches Historisches Müzesi’nin bulunduğu caddede koşar. Filme kendinizi öyle bir kaptırıyorsunuz ki o anda Berlin sokaklarında koşan kendiniz olmak istiyorsunuz.

Filmler kimi zaman sizi o şehre çağırır kimi zaman ise sadece sevdiğiniz şehir için bazı filmleri izlersiniz. Sizin en sevdiğiniz şehri anlatan film hangisi peki?

Siz yeni keşiflere açılırken RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!

Sanat Sokaklarda Ruhlara Dokunuyor 

0
Okuma Süresi: < 1 dakika


Son zamanlarda ülkemizde de hayat bulmaya ve sokaktaki her türlü ruha dokunmaya başladı sokak sanatı (street art). İnsan varlığı ile etkileşime geçmenin en sade yollarından biri oldu. Çoğu ülkede bu sanatın icra edilmesi desteklenirken street art’ın aslında köklerinde isyan ve karşı çıkma var. Duvarlarda kimi zaman oldukça büyük fotoğraflara rastlarken kimi zaman da devasa resimlerin ve karikatürlerin yer aldığına şahitlik ediyoruz. Öte yandan “sanat” ifadesi kullanmak konusunda tedirgin yaklaşanlar olsa dahi bu sanata gönül verenlerin çalışmalarına dünyada önde gelen galerilerde denk gelmek artık mümkün. Kendilerine aileleri tarafından verilen isimleri kullanmaktan ziyade mahlas kullanarak ün salmayı tercih ediyorlar. Ayrıca anonim olarak da icra edilen işler de bir hayli fazla.

Birkaç farklı şekilde ele alınır:

Genellikle sprey boya, çıkartma, şablon, baskı ve poster tarzında yapılan duvara yazılan yazılar olarak karşımıza çıkar. Grafiti ismi verilmiş en sık rastlanan sokak sanatı çeşididir.

Boş bina cephelerine yapılan devasa resimlere ise mural ismi verilmiştir.

Bu sanat eserlerini Dünya’da bize tanıtan ve sevdiren bazı isimleri tanıyalım:

René Moncada

Tüm dünyanın tanıdığı René Moncada, ‘I AM THE BEST ARTIST’ yazısı ile öne çıkmıştır. Katkıları sayesinde ‘Mural’ artık sadece mahallelerde yapılan sanatın dışına çıkıp dünyanın ikonik sembolleri hâline dönüşmeye başlamıştır.

John Fekner

Sanatçı; Amerika Birleşik Devletleri, İsveç, Kanada, İngiltere ve Almanya’da kelimeler, semboller, tarihler ve simgelerden oluşan yüzlerce çevresel, sosyal, politik ve kavramsal eserler yaratmıştır.

Rustam Qbic

Sokak sanatına gönül vermiş ve bunu yaşamdan öte tutan sanatçı alanında uzmanlaşmıştır. Hem beklenen hem de beklenmedik yerlerde ortaya çıkan duvar resimleri, yalnızca metruk binaların yıkılan duvarlarını değil, apartman binalarını da güzelleştiriyor. Tataristan’dan gelen grafitti sanatçısı, “Mucize” adını verdiği eseriyle Moda Ağabey Sokak Emek Apartmanı’nın yan cephesini renklendirdi.

Türkiye’nin en çarpıcı murallarını görmek isteyenler Kadıköy, Yeldeğirmeni ve Moda sokaklarını arşınlayabilirler.

Siz yeni keşiflere açılırken RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!

Mimarinin Dehası: Mimar Sinan 

Okuma Süresi: 2 dakika


Aslında hepimizin ismini bir kez de olsa duyduğu, Türkiye’nin birçok sokağında izlerine rastladığımız Osmanlı mimarisinin “Koca Sinan”ı. Tüm dünyaya ün salmış, adeta bir mimari deha. Peki kim bu Osmanlı dönemine damga vurmuş mimar? İşte karşınızda mimarlık tarihinin mihenk taşı Mimar Sinan.

Hayatı

1490 yılında Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya gelen Mimar Sinan, 22 yaşında Yavuz Sultan Selim’in hükümdarlığı sırasında İstanbul’a geldiği dönemde sarayda yapı işlerinde görev almaya başladı. Daha sonrasında mimarlığa özenen Sinan, çağın ünlü mimarlarının yanında çalışma fırsatı edindi. Bu fırsatla dönemin han, çeşme, türbe gibi inşaatlarında çalıştı. İlerleyen zamanlarda katıldığı Moldovya seferinde Prut Nehri üzerine üç günde köprü kurdu ve o dönemin padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman’ın takdirini kazanmayı başardı. Aynı sene baş mimarlığa yükseldi. Sonrasında katıldığı seferlerle Güney Avrupa’yı gören Sinan, birçok ünlü eser inceleme fırsatı buldu ve kendisi de Osmanlı mimarisine çok değerli eserler kazandırdı.

Bazı Eserleri

Nam-ı diğer Koca Sinan’ın bütün eserlerini anlatmak istesek bu epey uzun sürer. Çünkü kendisi 99 yıllık hayatı boyunca 81 cami, 51 mescit, 26 darülkurra, 17 imarethane, 55 medrese, 17 türbe, 3 hastane, 8 köprü, 36 saray, 20 kervansaray, 48 hamam ve 8 mahzen olmak üzere mimarlığa 375 eser kazandırmıştır. Bunların her birinde Sinan’ın mimari özelliklerini aslında görebiliyoruz. Güneşi ustalıkla eserlerinde kullanması da buna bir örnek.

Çıraklık Eseri: Şehzade Cami

Kendisinin çıraklık eseri olarak adlandırdığı İstanbul’un Fatih semtinde bulunmaktadır. İlk günkü görkemiyle hâlâ görenleri büyüleyen cami, 1543-1548 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Caminin hemen yanında da Şehzade Türbesi bulunur ve içi renkli çinilerle kaplıdır.

Kalfalık Eseri: Süleymaniye Cami

Yine İstanbul’un Fatih semtinde bulunan bu cami de Sinan’ın kalfalık eseri olarak tabir ettiği camidir. Klasik Osmanlı mimarisinin bütün özelliklerini göz önüne seren cami, Süleymaniye Külliyesi’nin bir parçası olarak inşa edilmiştir. Caminin 4 minaresi ve 10 şerefesi vardır ve bunlar önemli anlamlar taşır. Minarelerin sayısı Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonraki 4. padişahı olduğu anlamına gelir. Şerefe sayısı ise Sultan Süleyman’ın 10. padişah olduğu anlamına gelir.

Ustalık Eseri: Selimiye Cami

Edirne şehrimizde bulunan Selimiye Cami ise “ustalık eserim” diye adlandırdığı camidir. 2000 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne giren Selimiye Cami ve Külliyesi, 2011 yılında Dünya Mirası olarak tescillenmiştir. İçinde kullanılan İznik çinileri, mermerler ve hat işçilikleri caminin öne çıkan özelliklerindendir.

Siz yeni keşiflere açılırken RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!

Mazda Yenilenen Müzesi ile Karşınızda

Okuma Süresi: < 1 dakika


Mazda severler ve araba meraklıları için harika bir haber olan Japon markası Mazda’nın müzesi, ciddi bir restore aşamasından geçerek kapılarını ziyaretçilerine tekrardan açtı. Yenilenmiş olan platformda Mazda severleri ve keza araba meraklılarını dingin bir ışık eşliğinde ahşap bir düzenek karşılıyor. Bu tasarımın aksine Mazda son DNA’sı ile iç ve dış tasarım anlamında çarpıcı şekilde öne çıkıyor. Müzede 10 adet sergi alanı bulunuyor. Mazda müzesi gelen ziyaretçilerine geçmiş 100 yılın otomobillerini ve gelecek 100 yılın Mazda vizyonunun ön gösterimi kapsamında teknolojiler ve konseptler sunuyor. Müze, Japonya’nın Hiroşima kentinde ziyaretçilerini bekliyor.

Müze Online Ziyaret Edilebiliyor

Temaları birbirinden farklı 10 adet sergi alanı bulunan Mazda müzesini online portal üzerinden ziyaret etme olanağı da var. Bir Japon markası olan Mazda’nın, geçmiş 100 yılda otomobil severlere sunduklarını sergilemenin yanı sıra gelecek 100 yılda otomobil tutkunlarını nelerin beklediğini de online görebilirsiniz.

Yarış motorları

90’lı yılların en çok tutulan Mazda modellerinden motor sporlarında başarı kazanmış yarış otomobilleri sergide yerlerini almış.

Tüm bunların yanı sıra otomobil severler için en güzel tarafı; müze girişinde güncel Mazda modelleri deneyimlenebilecek. Buna ek olarak da ziyaretçiler fabrika turunda montaj hattını da gezebilecek. Ayrıca müze gezi esnasında İngilizce veya Japonca dil tercihinde bulunma şansınız da var.

Son olarak; ziyaretçilerin oturup dinlenebilecekleri ve markayı dijital ortamda daha yakından tanıyabilecekleri bir bölüm de var. Mazda tutkunları ve otomobil severler için mutlaka görülmesi gereken müzeler arasında ilk sıralarda.

Siz yeni keşiflere açılırken, RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!

İstanbul’da İz Bırakan Önemli Mimarlar

0
Okuma Süresi: 2 dakika


Konu İstanbul’un mimarisi ise onlardan söz etmemek mümkün değil. Sanat tarihinde ve mimarlıkta Osmanlı mimarisinin 19. yüzyılına damga vurmuş mimarlık tarihimizin efsane ailesi. Osmanlı devletinin hassa mimarları: Balyan Ailesi.

Balyan Ailesi Kimlerdir?

Kayserili bir Ermeni ailesi olarak bilinen Balyan Ailesi 18. ve 19. yüzyıllar arasında İstanbul’un nadide eserlerine imza atmışlardır. Art arda dört kuşak baba, oğul ve kardeşler olarak hemen hemen bütün bireyleri Osmanlı devletinde saray mimarları olarak görev almışlardır. Üstelik Osmanlı tarihinin ilk hassa mimarı olması unvanını da taşırlar. Kirkor Balyan ve Senekerim Balyan ilk kuşaktır. İkinci kuşak ise Kirkor’un oğlu Garabet Balyan’dır. Osmanlı döneminin son döneminde inşa edilen saray, cami, köşk, kışla, hastane vb. eserlerin birçoğunu kendileri tasarlamışlardır. Balyan Ailesi’nin genel olarak kullandığı mimari üslup ise Osmanlı klasik dönem mimari üslubu ve Türk barok mimari üslubunun karışımıdır.

İstanbul’daki Önemli Eserleri

Dolmabahçe Sarayı

Balyan Ailesi’nin şüphesiz en bilinen eserlerinden biri olan Dolmabahçe Sarayı, Garabet Balyan ile Nikoğos Balyan tarafından Barok mimari üslubu kullanılarak tasarlanmıştır. 1843 yılında yapımına başlanmış olan sarayın, 1856 yılında yapımı tamamlanmıştır.

Çırağan Sarayı

Gördüğümüzde dış heybetinden büyülendiğimiz Çırağan Sarayı da Balyan Ailesi’ne aittir. Mimarlığını Nikoğos Balyan, mühendisliğini ise Sarkis Balyan ve Hagop Balyan üstlenmiştir. Balyan Ailesi’nin İstanbul’da bıraktığı adeta bir iz olan Çırağan Sarayı aynı Dolmabahçe Sarayı gibi Barok mimari üslubu ile tasarlanmıştır. 1863 yılında yapımına başlanmış olan sarayın 1867 yılında yapımı tamamlanmıştır.

Ortaköy Cami

Ortaköy’deki nefis boğaz manzarasına eşlik eden Ortaköy Cami var sırada. Günümüze Ortaköy semtinin simgesi ve Ortaköy’de buluşma noktası hâline gelmiş olan cami Sultan Abdülmecit tarafından Mimar Nikoğos Balyan’a yaptırılmıştır. 1853 yılında inşa edilmiş bu görkemli cami, Neo Barok mimari üslubunun güzel bir örneğidir.

Kuleli Asker Lisesi

Deniz manzarasına eşlik eden bir diğer önemli mimari yapı ise Kuleli Asker Lisesi’dir. Sultan Abdülhamit döneminde Garaber Amira Balyan tarafından tasarlanmıştır.

Galatasaray Üniversitesi

Galatasaray Üniversitesi, bir diğer adıyla Galata Sarayı, 1871 yılında Mimar Sarkis Balyan tarafından tasarlanmıştır.

Siz yeni keşiflere açılırken, RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!

Dünyanın En Sevilen Doğa Belgeselleri 

0
Okuma Süresi: < 1 dakika


Her an yeni şeylerin keşfedilebileceği, her an insanı hayrete düşürebilecek sayısız duruma ve olguya sahip doğa. İnsanoğlunun evrende var olduğu ve olacağı süreç boyunca cevapsız kalmış ve kalacak sayısız soru barındırır kendisinde. Doğa adeta dipsiz bir kuyu misalidir.  Doğa, aklın kimi zaman yetersiz kaldığı koca bir belirsizlik oluverir. Bunun üzerine düşünenler çektikleri belgeseller ile bazı soruların cevabını bulmaya çalışmışlar. Şimdi birlikte büyük beğeni toplamış bazı belgesellere değinelim.

Frozen Planet

İngiltere yapımı belgesel serisidir. David Attenborough, gezegenimizin kutup bölgelerinde olağanüstü bir yolculukla dünyanın uçlarına seyahat etmiştir. Frozen Planet, kutupları destancı bir biçimde ele almış, dünyanın en büyük vahşi doğasında var olan tüm dudak uçuklatan görkemli elementlerin gücünü yakalamıştır.

Human Planet

2011 İngiltere yapımı belgesel olan Human Planet, kamerayı kendimize, yani insan türüne çeviren ilk doğa tarihi belgesel dizisidir. İnsanların ormandaki kökenlerimizden çayırlara, çöllere, okyanuslara, nehirlere, kendi çevremizin yaratılmasına kadar her habitatta yaşamayı nasıl öğrendiğini açıklamaya çalışır. Ayrıca belgesel, tüm zorluklara ve hayvanlarla ortaklaşa çalışmaya nasıl adapte olunduğunu da ele alır. Buna ek olarak kabilelerin hayvanların taklitlerini yaparak hayatlarına nasıl uyarladıklarını da seyirciye aktarmaya çalışmıştır.

Seven Worlds, One Planet

David Attenborough tarafından sunulan bu dizi, Afrika’nın yanmış kavrulmuş ovaları ve Antarktika’nın donmuş suları da dahil olmak üzere tüm kıtalardan olağanüstü, yeni hayvan davranışlarını içerir. Yedi eşsiz kıtamızın olağanüstü vahşi yaşam hikâyelerini ve görünmeyen vahşi doğasını ortaya koymuştur. Her bölümün yapımcısı farklı olan belgesel, yayınlandığı ilk gün 8,7 milyon kişi tarafından izlenmiştir. Evren her an insanoğluna yeni farklı tarafını göstermeye devam ediyor.

Siz yeni keşiflere açılırken, RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!

Ağız Sulandıran Lezzet Hamburger ve İstanbul’un En İyi Hamburgercileri

0
Okuma Süresi: < 1 dakika


İster diyette olalım isterse sağlıklı beslenelim, hiçbirimiz ona hayır diyemiyoruz. Akla bir kere düştü mü gitmek bilmiyor, yedikçe lezzetine doyum olmuyor. Sulu sulu köftesi, eriyen peyniri, taptaze ekmeği ve daha fazlası. Evet, tam da ondan bahsediyoruz: Hamburger.

Hepimiz ona bayılıyoruz burası doğru. Peki bir kere yediğimizde bir daha isteyeceğimiz o nefis hamburgerleri hangi mekânlar yapıyor? İşte İstanbul’un en iyi hamburgercileri…

Beşiktaş’ın Lezzet Bombası: Harvey Burger

Buranın nefis köftelerinin sırrı kesinlikle köftelerin meşe kömüründe pişiyor olması. Çokça çeşit bulunduran Harvey Burger’de kendinize uygun bir burger bulacağınıza eminiz: Patlıcan beğendili, acılı, pastırmalı ve daha fazlası…

Adres: Cihannüha Mahallesi Barbaros Bulvarı No:83/A, Beşiktaş, İstanbul

Uyarıyoruz! Bu Tek Seferlik Bir Lezzet Olamaz: BOB Best Of Burger

Beşiktaş’tan vapurla Kadıköy’e geçtik mi? O zaman Moda’nın en iyi burgercilerinden biri olan BOB Best Of Burger’e uğrama zamanı. Yalnızca görüntüsüyle bile sizi başka dünyalara götürecek bu burgerler eminiz tek seferlik kalmayacaktır.

Adres: Caferağa Mahallesi, Kağnı Sokak, No:2, Moda, İstanbul

Kapalı Hamburger Sevdalıları Toplanın: Mr. Hamza Plus

Bu mekânın lezzet konusundaki iddiası bile yeter. Özellikle kapalı hamburger konusunda çok başarılı olan Mr. Hamza Plus, bu işin gerçekten hakkını veriyor. Hamburger yerken dökülmesinden şikâyet edenlerdenseniz Mr. Hamza Plus’ın kapalı hamburgerini çok seveceksiniz.

Adres: Halaskargazi, Zafer Sokağı, No: 5/A, Şişli, İstanbul

Denemeden Olmaz: Esteban

Burger gurmelerinin vazgeçilmez durağı Esteban ile devam ediyoruz. Bir burgeri var ki… Gravyer peyniri ve trüflü mornay sosu ile ilk ısırıkta bambaşka bir dünyaya götürüyor. Mendoza burger bizim buradaki tercihimiz oldu. Siz de bu nefis mekâna mutlaka bir şans verin. Unutmayın, denemeden olmaz!


Adres: Abbasağa Mahallesi, Yıldız Caddesi, No: 1, Beşiktaş, İstanbul

Bu mekanlar bana uzak diye üzülmeyin. RentiCar ile bu nefis burgercileri ziyaret etmek çok kolay! Siz de hemen RentiCar’ın web sitesinden bütçenize en uygun ve en konforlu aracı kiralayın, hem lezzetli burgerlerin keyfine varın hem de RentiCar’la hayatın tadını yolda çıkarın!

Yaz Sofralarının En Tercih Edilir Yemekleri 

0
Okuma Süresi: 2 dakika


Yaz sıcağında bir çoğumuz mutfakta geçirdiğimiz zamanı kısaltmak isteriz. Sıcağın verdiği rehavet ile çabucak hazırlanan yemekleri tercih ederiz ama bir o kadar da lezzetli şeyler yemek isteriz. Ayrıca midemizi yormayacak tarifler ararız.

İşte karşınızda kilo kontrolünü sağlarken mideyi rahatlatmak için yöneldiğimiz hafif yemekler.

Domates Soslu Makarna

Kim sevmez ki makarnayı! Kolay, pratik aynı zamanda çok da lezzetli. Ayrıca malzemelerini bulmak da oldukça kolay. O hâlde buyrun yapmaya başlayın.

Bir tencereye su koyulur ve kaynamaya bırakılır, kaynadıktan sonra makarna eklenir. 8-9 dk. haşlandıktan sonra süzülür. Bir tavada önce küp küp doğranmış soğanlar yağda kavrulur. İçerisine salça ve sarımsak eklenir. Her şey kavrulduktan sonra rendelenmiş domatesler eklenir ve bir süre daha pişirilir. Baharatı ve tuzu eklenir. En son içerisine yarım su bardağı su eklenerek biraz daha kaynattıktan sonra makarnalar ilave edilerek karıştırılır. Üzerine peynir ve taze fesleğen de çok yakışır, bizden söylemesi.

Fırında Kremalı Patates

Lezzetli ve çok pratik bir yemek daha karşınızda. Yaz mevsiminde sizi uzun süre mutfakta tutmayacak ama yerken aheste aheste yiyip tadına varmak isteyeceğiniz bir tarif.

Patatesler soyulur ve istenen biçimde doğranır. Süt, krema, tuz ve baharatlar çırpılır. Sarımsaklar rendelenir ve dilediğiniz baharatlarla birlikte eklenir. İçerisine son olarak kaşar ve sıvıyağ eklenir. Doğranmış patateslerle hazırladığınız sos harmanlanır ve bir borcam içerisine eklenir. 180 derece fırında 35-40 dk. boyunca ara ara kontrol edilerek pişirilir. Üzeri kızarınca servis edilir.

Şehriye Salatası

Karşınızda doyurucu, lezzetli ve oldukça kolay bir tarif var. Midenizi yormayacak, yaz aylarının lezzetli aperatifi. İlk kez duyanlar için ayrıntılı tarif vermek istedik. Şimdiden afiyet olsun.

  • Yarım paket arpa şehriye
  • 6-7 dilim salam
  • 5 yemek kaşığı süzme yoğurt
  • 2 yemek kaşığı mayonez
  • 8-10 adet kornişon turşu
  • 1 adet kırmızı biber
  • 1 adet havuç (isteğe göre)
  • Çörek otu
  • Tuz

Yapılışı:

Arpa şehriyelerini haşlayın ve süzün. Salam, turşu ve kırmızı biberi minik minik doğrayın. Başka bir kapta mayonez, yoğurt ve tuzu karıştırın. Doğradığınız malzemeleri ve şehriyeyi ekleyip tekrar karıştırdıktan sonra dolapta soğutun ve ardından servis edin. Çörek otu eklemeyi unutmayın.

Yaz aylarının lezzetli yemek seçeneklerinden şimdilik bizden bu kadar.

Siz yeni keşiflere açılırken, RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!

Vegan Yaşam

0
Okuma Süresi: 2 dakika


Vegan olmak oldukça meşakkatli bir yolculuk çünkü sadece bazı besinleri yemiyor olmaktan öte bir yaşam biçimi. Veganların izlediği yolda sadece et ve süt ürünlerini tüketmemek yoktur. Onlar aynı zamanda çiftlik hayvanlarından öte; foktan maymuna, yeryüzündeki tüm hayvanların yaşam haklarını korumaya çalışırlar.

Veganlık bir duruştur demek yerinde olur. Bu yolculukta yalnızca hayvansal ürünler ile beslenmemek yoktur; bunlara ek olarak hayvanlar üzerinde deney yapılarak üretilen kişisel bakım ürünlerini, yün ve kürk gibi giysileri de reddetme durumu vardır.

Derinlemesine bir bilgi sahibi olunduğunda kabul etmek gerekir ki kimi zaman bizi vegan olma konusunda motive edecek ölçüde etkiler. Hele ki hayvan hakları konusunda bilinçlenip belli bir özveri kazandıysanız onlar için hep daha iyisini yapmaya odaklanırsınız. Ve evet, sizi vegan olmak için tetikleyen bir yığın şeyle karşı karşıya kalırsınız. Tabii bir taraftan da yaşamınız boyunca edinilen beslenme ve yaşam alışkanlıklarını geride bırakmak, çok da kolay bir şey değildir.

Şimdi sizler için günlük yaşamımızda tükettiğimiz gıdaların bitkisel seçeneklerini sunuyoruz:

Vegan Schnitzel

Sevmeyen yoktur diye düşündüğümüz çıtır çıtır, proteini bol bir şnitzel. Aklınıza düştüğü anda artık onu yemek kaçınılmaz oluverir. Siz söyleyin peki bunun için tavuk eti şart mı?

Malzemeler:

  • Nohut unu/besan olarak da bilinir
  • Su
  • Soya sosu
  • Un – sade veya çok amaçlı
  • Ekmek kırıntıları – hem ev yapımı hem de marketten satın alınanlar olabilir
  • Tuz, karabiber
  • Kızartmak için ayçiçek yağı

Ve temel olarak ne kullanmak isterseniz.

İşte vegan şnitzel yapmak için gerekenler bunlardan ibaret.

Vegan Kebap

En az bir sebze ile aranız mutlaka iyidir. Her biri birbirinden farklı lezzetlere sahip sebzeleri yemek çoğu zaman mutluluk verir ama kimi zaman da et yeme isteği duymaya başlarsınız. Vegansanız eskiye nazaran şimdilerde çok daha fazla alternatif var ve ayrıca bunlara ulaşmak da kolaylaştı. Son zamanlarda Türkiye’de vegan olmaya karşı bilinçlenme hatırı sayılır biçimde arttı ve şimdilerde neredeyse tüm ürünlerin vegan alternatifleri var diyebiliriz.

O hâlde buyrun gelsin malzemeler:

  • 100 gram buğday gluteni
  • 200 gram soya sosu
  • 1 su bardağı su
  • 5 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 2 yemek kaşığı buğday nişastası
  • 1 tutam kurutulmuş soğan tozu
  • 1 tutam sarımsak tozu
  • 1 tutam tuz
  • 1 adet maya ekstratı
  • 1 tutam karabiber
  • 1 tutam kimyon
  • 1 tutam pul biber
  • 1 tutam kekik
  • 1 tutam toz biber
  • 1 tutam tütsü aroması

Yapılışı:

Malzemeler bir kaba alınır, karıştırılıp tavaya konur. Zeytinyağı kızdırıldıktan sonra bu malzemeler alınır ve üzerine gerekli olan baharatlar eklenir. Ortalama olarak yarım saat pişmesinin ardından yemek hazır hâle gelir. Hazır hâle gelen yemek yanında sebze ürünleri, pilav ya da patates kızartması ile sıcak bir şekilde servis edilebilir.

Sevenlerinize ve kendinize yapacağınız lezzetli yemeklerden şimdilik bu kadar.

Siz yeni keşiflere açılırken, RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!

Nemrut Dağı ve Gizemi

0
Okuma Süresi: < 1 dakika


Hepimiz Nemrut Dağı’nın ismini bir kez de olsa duymuşuzdur. Çok eski dönemlerden bu yana birçok efsaneye konu olmuş Nemrut Dağı, günümüzde tarihi ile kendine çok fazla turist çeken bir bölge. Üstelik kendi ülkemizden tarih severlerin de merak edilenler listesinde mutlaka yer alıyor.

Kısaca Bilgi

Tarihine baktığımızda ise Kommagene Krallığı tarafından kutsal dağ olarak görülen bu dağ volkanik bir dağdır. Görkemli manzarası ve sanatsal değerleri çok yüksek olan anıt mezarları ile bir tarihî eser olarak1987 yılında UNESCO Miras Listesi’ne alınmış. Yüksekliği 2150 metre olan Nemrut Dağı’nda bulunan ve günümüzde hâlâ görkemleriyle ilgi çekmeyi başaran devasa heykeller, MÖ 1. yüzyılda burada hüküm süren Kommagene Krallığı tarafından yaptırılmıştır. Dicle ve Fırat Nehri arasına kurulmuş olan bu krallık önce belirli krallıkların boyunduruğu altında yaşamış, daha sonrasında bağımsızlığı ilan etmiştir.

Krallıkları bir kenara bırakıp tarihî açıdan epey değerli olan devasa heykellerin gizemini çözmeye çalışalım. Ünlü tarihçiler bu heykellerin yapılış amacının, tüm dinleri ve kültürleri bir çatı altına toplamak olduğunu düşünüyorlar. Kireçtaşı bloklarından yapılmış olan heykeller Kommagene Kralı’nın tanrıya olan saygısını ifade etmesi amacını da taşıyarak bir tür dinî merkezi de temsil ediyorlar.

Nemrut Dağı Nerede?

Nemrut Dağı, Adıyaman şehrimizde bulunuyor. Kahta ilçesinin Kayadibi Köyü’ne yakın, Adıyaman şehir merkezine 87 km uzaklıkta. Adıyaman’a geldikten sonra RentiCar aracılığı ile kiraladığınız araçla Nemrut Dağı’na yaklaşık 40 dakika gibi bir sürede ulaşabilirsiniz.

Nemrut Dağı Giriş Ücreti

Şu an dağa giriş için kişi başı ücret 20 TL ve taşıma ücreti de 5 TL.

Nemrut Dağı’nda Ne Yapılır?

Nemrut Dağı’nı tam olarak keşfetmek istiyorsanız şunları yapmanız gerekir:

-Görüş açısının bu kadar geniş olduğu bir yerden gün doğumunu ve batımını izlemek, gerçekten çok keyifli. -Dağın tepesine çıkmadan önce ilçede bulunan esnaflara uğramayı unutmayın. El yapımı eşyalardan birçoğunun ilginizi çekeceğinizden eminiz.

Siz yeni keşiflere açılırken, RentiCar araç kiralama ihtiyaçlarınıza birbirinden farklı opsiyonlarıyla çözüm sunuyor. RentiCar’la Hayatın Tadı Yolda Çıkar!